Sosyal Anksiyete: Kısır Döngüden Kurtulmanın Yolları

Bu senaryo tanıdık geliyor mu? İşe gidiyorsunuz, kendinizi gergin hissediyorsunuz, zoraki küçük sohbetlere giriyorsunuz. Eve döndüğünüzde ise saatlerce kişisel gelişim içerikleri izleyip kendinizi motive ediyorsunuz. Ancak ertesi sabah uyandığınızda… BUM! Hâlâ aynı kişi olarak kalıyorsunuz.

Eğer bu durum size tanıdık geliyorsa, bu makaleyi okumanız gerekiyor. Sosyal anksiyete, bir paradigmadır. (Evet, biraz karmaşık bir kelime, biliyorum.) Basitçe söylemek gerekirse:

Anksiyete, düşüncelerinizin, duygularınızın ve davranışlarınızın kökeninde yatan bir kimliktir. Yaptığınız her şey…

Göz teması kurmaktan kaçınmak, evde kalmak, insanları korkutucu olarak görmek, kişisel gelişim videoları izlemek, forumlara yazı yazmak, Juice Wrld dinlemek…

Bunların hepsi ‘anksiyete paradigmasını’ güçlendirir çünkü bu kimliğe boyun eğiyorsunuz. Meditasyon yapmak, maruz kalma terapisi uygulamak, pozitif onaylamalar yapmak gibi tekniklerde ustalaşsanız bile…

Yine de kaygılı kalırsınız. Çünkü hâlâ ona tepki veriyorsunuz. O sizi yönetiyor. Gerçek özgürlük, bu paradigmayı tamamen terk etmek ve yeni bir paradigma yaratmakla gelir.

Sosyal anksiyetenin gerçek bir şey olmadığı noktaya gelmek… Hayattan ne istediğinizi bilmek ve onun peşinden gitmek kadar basittir.

Korku ortaya çıktığında, sadece üstesinden gelirsiniz… çünkü hedefiniz daha önemlidir. Bazen yeni bir bakış açısı, zihniyetinizi tamamen değiştirebilir.

Açıkça görülüyor ki mevcut inançlarınız size yardımcı olmuyor.

HAYATI FARKLI BİR MERCEKTEN GÖRÜN.